Genetik Yatkınlık
Sağlıkla ilgili birçok durumda olduğu gibi yüksek tansiyon rahatsızlığında da genetik faktör etkenlerden biridir. Bilhassa kronik kalp hastalıkları, kalp-damar yapısında görülen anomaliler ve kalp sağlığını doğrudan etkileyen hipertansiyon gibi sağlık sorunları büyük oranlarda kalıtsal geçiş gösterir. Bu yüzden aile üyelerinde kalp damar sistemi hastalığı bulunan kişiler hipertansiyon gelişmesi açısından risk grubundadır.
Aşırı Kilo (Obezite)
Aşırı kilolu veya obezite vücudun tüm sistemlerini yüksek oranda etkileyen karmaşık bir sağlık sorunudur. Aşırı kilo alımı damar içerisindeki çeperlerde yağ birikmesine neden olur. Bu da damarlarda daralmaya yol açarak damar esnekliğini azaltır. Damarların bu durumu kalbin daha fazla kan pompalamak için kasılmasına neden olarak iş yükünü artırır. Sonuçta vücutta hipertansiyon ve kalp yetmezliği problemi meydana gelebilir.
Diyabet (Şeker Hastalığı)
Kan basıncının kontrolü kalp, damar, böbrek ve beyin tarafından meydana getirilen kompleks bir işlemdir. Bu nedenle bu organlarda oluşan herhangi bir hastalık kan basıncının kontrolünün bozulmasına neden olabilir. Diyabet nedeniyle böbreklerin işlevlerinin büyük oranda bozulması yüksek tansiyon riski oluşturur.
Yetersiz Sıvı Alımı
Su, vücudun fizyolojik işleyişini sağlıklı bir şekilde sürdürebilmesi için gerekli unsurlardan biridir. Vücuda yetersiz sıvı alınması neticesinde metabolik faaliyetler yavaşlayarak hücre ve dokuların oksijenlenmesi azalır. Ayrıca böbreklerde su tutulumu meydana gelerek sodyum birikimi görülür. Bu durum direkt kan basıncını artıracağı gibi, daha ciddi vakalrda kalıcı böbrek hasarına yol açabilir.
Sigara Kullanımı
Vücutta doku hasarına neden olan sigara kullanımı hem fizyolojik hem de psikolojik birçok sistemin işlevini olumsuz etkiler. Sigara kullanımı bireylerde kan damarlarının iç yüzeyini kaplayan ve damar esnekliğini sağlayan olan endotel dokuda hasara yol açar. Bu da damarın esnekliğini kaybederek sertleşmesine neden olur. Sonuçta hem doğrudan damar sertliği olarak isimlendirilen ateroskleroz sorununda, hem de kan damarlarının gevşemesi zorlaştığı için kan basıncının artmasında etkendir.
Alkol Kullanımı
Alkol kullanımı vücudun sıvı-elektrolit dengesini direkt olarak olumsuz etkileyen bir durumdur. Yüksek miktarda veya sık sık alkol alınması böbreklerde su ve sodyum birikmesine neden olarak ilerleyen dönemde böbrek tahribatına yol açabilir. Bu yüzden aşırı alkol kullanımı yüksek tansiyon riskini artıran etkenler arasında yer alır.
Hareketsiz Yaşam Tarzı
Düzenli fiziksel aktivite ile atar damarlar genişleyerek damar içi basınç azalır ve kan basıncı kontrol altına alınır. Yapılan egzersizlerde kasların kasılması ile birlikte artan oksijen ihtiyacı damarların genişlemesini sağlar ve bu da damar duvarının esnekliği artırılır.
Aşırı Tuz Tüketimi
Günlük tuz tüketiminin aşırı olması da hipertansiyona neden olan önemli etkenlerden biridir. Normal şartlarda günde ortalama 6 gram tuz tüketilmesi yeterlidir. Bu miktar aşıldığında vücutta su tutarak ödem oluşur ve kan basıncı yükselir.
Aşırı Strese Maruz Kalmak
Stresin artması ile vücudun işleyişi baştan sona değişebilir. Bireyde strese neden olan bir durum geliştiği zaman böbrek üstü bezinden stres hormonu olarak da isimlendirilen kortizol hormonu salgılanır. Kişilerin duygusal değişimlerine bağlı olarak oluşan stres, kan basıncını kısa bir süre içerisinde yükseltebilir.
Endokrin Hastalıklar
Tiroit hormonları, adrenalin, seratonin ve östrojenlerin yanı sıra böbrek üstü bezinden salgılanan renin, aldosteron ile kortizon gibi hormonların düzensiz ya da aşırı salgılanmaları kan basıncını direkt olarak etkiler.
Kaynakça:
Comments